Bir varmışlar bir yokmuşlar...Zamana inat silinmemiş yüreğimizden gidenler...Onlar gitmişler gitmesine ancak,bıraktıkları birkaç siyah beyaz fotoğraf değilmiş sadece , kulağımdan hiç silinmeyen sesleri ve şefkatlerinden notalanmış melodileri...
O sarı yelekli,yürekli o sevimli kadın. .. Ananem ...kod adı Mahmut...Ne zaman ismimizle seslense bize ismimiz bir türlü aklına gelmez önce yedi kuzenin ismi sayılır en son pes edilir ismimiz Mahmut la bağlanırdı...O bize Mahmut biz ona Mahmut Ananemin adı kaldı Mahmut... çok
hoşuma giderdi onu sinirlendirmek hala kulaklarımda
Sesi ...Hou gufayı gafana gıvrattıgım gibi...gavurunda keşişin kızı :)))
Ölüm yıldönümleri yaklaşırken içimde derin bir hüzün ve büyük bir özlem...
Ne zaman hastalansa antobotiklerini isterdi benden...3 yaşındaki oğlumun tüm ısrarlarıma rağmen, çubuk makarnaya çubuk pilav demesi gibi mahmuta da bir türlü antibiyotik dedirtemedim. Yeni nesil lugatı kendine göre öyle bir yorumlardı ki hem bizi güldürür hemde kendi gülerdi...Iyalanı rüzgar (yalan rüzgarı)dizisini çok severdi...Her akşam Numan (Victor newman) şöyle yaptı numan böyle yaptı ,viki yi üzdü , kiriket kaçtı ...Öyle bir heyecanla anlatırdı ki :bir ara ben bile viki yi(victoria newman)
Ablam ,kiriketi kızkardeşim zannetmeye başladım...Çok üşürdü...Üşümek onun için buymaktı...Şeftaliyi de asla söyleyemezdi...çefteli derdi sürekli...Bunun gibi bir sürü değişik kelimeler kullanır,geldiği kültürün derinliğini taşırdı Ananem...
Pöşkeyi goşmak(sobayı yakmak),Çimmek(yıkanmak),en çokta sökenmek (uyuklamak)fiilini çok severdim...Bütün malzeme de o anda çıkardı bana...Ne zaman Mahmut uyuklarken yanından geçsem son teknoloji ananem ne kadar yavaş gecersem geceyim geçişimin yarattığı hava akımını hisseder berinlerdi...son aşama tabiki ....Dank diye bir ses ...Hiç uçan daire görmedim ama Ananem tarafından havalandırılmış çok uçan terlik gördüm...
Yorumlar
Yorum Gönder